Bir toplumun ahlaki testi, toplumun hayatın şafağında olanlara nasıl davrandığındadır. Hubert Humphrey
Gönüllülük, insanın somut kısmından daha çok soyut kısmına hitabeden, soyut kısmı ile ilgili. Ancak gel gelelim, batılı dillerdeki karşılığı biraz daha, serbest zaman aktivitesi, isteme durumu, isteklilik hali gibi biraz daha sığ kalmış bir tabir. Oysa bizim dilimizde gönüllülük üzerine bir çok söz, bir deyim bulunmaktadır ki kültürümüzde de çok büyük önem arz etmektedir. Örnek verecek olursak, “gönül adamı” deriz hayatı derin yaşayan, çok iyi seven, sevebilen insanlara. “Aman, gönüller bir olsun” deriz, ortak bir amaç ya da gayeyi paylaştığımız zaman. Kuru kuru istemenin dışında “gönülden istemek” deriz, daha çok maneviyatımıza dokunan yerlerde. “Gönül makamı” vardır, insanın insanlığının tamamlandığı. “Gönlü bol”, “gönlü derya deniz” deriz cömert, sahip olduğu hiçbir şeyi kimseden esirgemeyen, paylaşanlara. Daha niceleri… Buradan hareketle gönüllü dediğimiz insanı, gönül makamını, gönüllülüğü daha derinlemesine incelemeden, kuru kuru biz gönüllüyüz, gönüllülük yapıyoruz, demek, tarihler boyunca yaşamış olan gönül adamlarının ruhunu incitebilir diye düşünüyorum. Malum gönüllülük, insanın inceliği, zarafeti, nezaketi ve naif olduğu yer.
Gönüllülük, insanın insanca yaşaması için gerekli inanç kalıplarını oluştururken, bunların aksine savunan her türlü akım, düşünce, felsefe, sistem ve düzene karşı kendini savunmaktır. Gönüllülük buradan bakınca değiştirmektir, ancak önce kendini değiştirmektir. Kendi değiştirecek, insanca yaşamak için gerekli inanç kalıplarını oluşturmak adına çıkan her türlü engele, her türlü özentiye, her türlü çelmeye karşı cesurca, dik durabilmek, cesaret gösterebilmektir.
Gönlünü insanca yaşam için adamış, cesaret gösterenlerle yol almak dileğiyle…
Gönüllülükler:
https://ferayatalay.com.tr/2022/05/10/kadinca-kararinca/